8.8.09

Hepsi Yanan Mumun Işığında Saklı

Bazen kilise kültürüne sahip olmayı diliyorum. İki nedeni var aslında. Birincisi kilise düğünlerini seviyorum ama bunun konumuzla daha uzunca bir süre ilgisi olamayacak malumunuz:) Diğer bir neden ise günah çıkartmak kavramı..
Ne uzun zaman olmuş yazmayalı, içimi dökmeyeli.. Yine kendimi koskocaman boşluklarda buldum kalabalıkların içinde, yine kaçtım küçücük dünyama.. Yine kapandım..
Bazı zamanlar kiliseye gidiyorum. Kadıköy’de küçük bir kilise vardır büyük kapılı.. Biliyorum ne alaka diyeceksiniz.. Sadece huzur bulmak için mumlar yakıyorum. Bu da bir çeşit kendini rahatlatma çabası, arınma çabası.. Ve işte öyle zamanlarda günah çıkartabilmeyi diliyorum.. Ama mümkün olamıyor tabii ki.. Bunun yerine en yakınıma da gidebilirim işlediğimi düşündüğüm günahları anlatmaya.. Ama olmaz.. Çünkü sorgulayacak o kişiler.. Nedenini niçinini araştıracak, didikleyecek her detayını.. Ne gerek var ki buna?..Her zaman her şeyin bir sebebi olmalı mı?..
Benim bu hayatta çok günahım var. Kalp kırdım, yalan söyledim, aldattım, görmezden geldim.. En büyük günah nedir biliyor musunuz?.. Hırsızlıktır.. Çünkü eğer birini öldürürsen, onu sevdiklerinden en yakınlarından çalarsın.. Eğer birine yalan söylersen ondan gerçeği bilme hakkını çalarsın.. Ya da birini sürgüne gönderirsen, ondan vatanını, doğduğu toprakları çalarsın.. Bütün günahların en büyüğü çalmaktır…
İşte bu yüzden günahların da nedeni olmaz. Bile bile işlenir, bile bile gidilir üstüne. Y da nedeni olsa bile bir anlamı yoktur kurcalamanın. Ne gerçeği vermenin bir anlamı kalır ne ölüyü diriltmenin. Bu yüzden anneler, babalar, kardeşler, en yakın dostlar, sevgililer ve rahipler.. Bunlar benim günahlarım.. Ve hepsi yanan mumların ışığında saklı. Hiçbir zaman gerçekleri bilemeyeceksiniz ve ben günahlarımla bu dünyadan çıkıp gideceğim..

3 yorum: