11.8.09

Yağmurlu Günlerin Tadını Çıkarmak Dileğiyle..

İnsanoğlu.. Ne de çabuk alışıyor iyiye, güzele ve en çok da kolay olana. Halbuki kolay olmak kötü bir şey değildir ki. Hayatın daha sorunsuz yaşanmasını sağlar. Neden manava gidip de bir kilo elma alıp keyifli keyifli yemek varken, ağacın en tepesindeki içi kurtlu olan en kırmızı elma daha kıymetli olur? Neden illa ki ona ulaşıldığı zaman tadı bir başka gelir insana?.. Üstelik tadı daha güzeldir manavdakinin.. Daha parlak, daha çekici, daha sulu, daha tatlı, daha elma gibi.. Çünkü alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra da kırılmayacak kadar güçlü olur..
Biz, bizim için doğru olandan kaçarız ezelden beri. Bizi gerçekten seven ve mutlu edecek sevgiliden, asla şaşmayan anne-baba öğütlerinden, geleceği bizden önce çoktan yaşamış herkesten.. He kaçarız, alırız boyumuzun ölçüsünü ve sonuç kürkçü dükkanı olur gözyaşları içinde.. Asıl mesele de bundan sonra başlar zaten. Döndüğün yer aynı yer midir?.. Geride bıraktıkların hala bıraktığın gibiler midir?..
Asla olamaz.. Çünkü hayatta bazı bedeller vardır. Ama aklın başına sonradan gelmiştir, ama daha çok gençsindir, ama deneyimlerin yetersizdir, ama şımarıklık etmişsindir, ama ama ama … Sebebin ne olursa olsun bu bedelleri ödemen gerekir nefes almaya devam etmeye kararlıysan. Ve şikayet etmeye de hakkın yoktur bu saatten sonra. Hani derler ya bir bardak soğuk su iç üstüne.. Aynen o hesap.
Soruları, sorunları fakat buna rağmen hayata bağlılığı asla bitmeyen bir arkadaşımla konuştum bugün. Son dönemin en popüler sözünü söyledi bana. Kör ölür badem göz olur.. Kesinlikle katıldım ona ilk başta, çünkü deneyimsiz sayılan kalbim her kırıldığında geçmişe, geçmişten birine dönerim. Ama geçmişte bana her defasında sırtını döner. Haklı olarak.. Nasıl ki her seçim bir terk ediştir, ben onları seçmedim, gözüm bile görmedi onları zamanında. Şimdi ne hakla kızabilirim ki, hesap sorabilirim ki.. Bize yapıldığı zaman isyan ettiğimiz bir şeyi karşındakine yapıyorsun ve seni tekrar eskisi gibi sevmesini bekliyorsun karşısında durup..Fütursuzca..
Tam bu noktada insanlara karşı olan adaletimi sorgulamalıyım. Evet bundan çoğu zaman kaçıyoruz. Zor olanı elde etmeye çalıştığımız için kendimizle gurur duyuyoruz hatta bazen. Sürekli yanımda diğeri, zaten cepte, zaten istesem de gitmiyor, bir kenarda beklesin mantığıyla iki tarafa da aslında ne büyük haksızlık ediyoruz. Ve sonucu ne oluyor. Herkes dengini buluyor ve bir şekilde bir zaman gidiyor. Ve yalnız kalıp bunları sorgulamak zorunda kalan sen oluyorsun. Üstelik buna cesaretin varsa, çoktan kendine yeni kurbanlar bulmadıysan..
Ben ne yaptım, nerede hata yaptım, neden gitti deme artık.. Sen zaten onu hayatına hiç almadın ki.. Sen onu hiç sevmedin ki.. Sen yalnız kaldığın günlerde kitabının ayracı, yağmurlu günlerde şemsiyen yaptın onu. Ve bulutların arasında güneşi gördüğün anda dolaba kaldırdın. Ve ne zaman ki uzun ve sessiz kış geldi bir de baktın ki dolabının en dibinde tozlanmış, çürümüş çoktan ölmüş.. Arkasından ağlasan ne fayda artık?..
Adalet haksız olana zalim gelir. Çünkü her insan kendi gözünde suçsuzdur..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder