11.8.09

Sular Kadar Pişman

Bayağı bir zamandır etrafımda pişmanlık hikayeleri dolaşıyor. Karısını-kocasını aldatanlar, yalan söyleyenler, doğruyu söyleyenler, sessiz kalanlar, birilerini sessizliğe itenler ve bunun gibi hataları olduğunu düşünen insanlar konuşuyor. Konuşuyor diyorum, çünkü hiç susmuyorlar. Durmaksızın kelimeler, cümleler veya paragraflar üretiyorlar. Saçmalıyorlar hatta çoğu zaman. Bunun nedeni sanırım içlerini rahatlatmak. Hani bahsetmiştim ya günah çıkartmak bir nevi.
Pişmanlık kanımca bir erdemdir. Gerçekten pişmanlık hissini tatmak ve bundan da öte bunu kabul etmek elbette. Kabul etmekle de bitmez ki yapılan yanlışların telafisi. Pişman oldum diyip de kenara çekilmek de değildir yani erdem. Özür dilemektedir bazen kabul buyurulursa veyahut bir bardak su vermektedir karşındakine. Su hayattır çünkü. Ömrünü uzatır insanın. Sular kadar ömrün olsun demektir karşındakine. Bundan daha içten daha gerçek bir af dileme düşünemiyorum.
Kendini kandırmamaktır yani boş kelimelere sığınıp da.. Pişmanım desen de; koşullarının, o zamanın şartlarının, içinde bulunduğun durumların arkasına saklanmamaktır gerçekten pişman olmak. Bazen bir kadeh şarapla göz göze geldiğinde, bazen üstüne oturup da dalıp gittiğin sıcak bir kaldırım taşında kimi zaman da gölgesini ona benzettiğin bir anda fark edersin pişmanlığını.. Bir saniyelik bir sızıdır ve kelimelerle asla ifade edemezsin nutkun tutulduğunda. O zaman işte nereye gideceğini, kime sığınacağını en önemlisi kendinden nereye kadar kaçabileceğini bilemezsin. Hayatın bir saniye içinde cehenneme döner bu geri dönüşü olmayan zaman diliminde. Aldattın bir kere.. Yalan söyledin defalarca.. Nasıl geri alınır bütün bunlar?..
Belki yeni yalanlarla belki de en çıplak halinle durursun karşısında. Mahzunca.. Tüm yabancı bakışlara göğüs gerebilecekmişçesine.. Hatta belki inandırırsın da kendine her şey yolunda giderse. Birkaç damla gözyaşının yardımıyla.. Gerçeksindir üstelik. İstemeden olmuştur. Gerçekten!
Sonrası daha zor inan. Herkesi inandırabilirsin ama kendini asla. İstedin ve yaptın dostum! Ve bahanelerin artık seni kurtarmıyor uykusuz gecelerinden, karanlık düşlerinden.. Bundan sonra yapabileceğin tek şey var. Yaşadığın cennetten seni attıran şeytanı sadece içinde aramalısın.. Boşuna nefesini tüketme..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder