11.8.09

Dooo Bir Külah Dostumaaaa ..

Sevdiğim herkesin bir sorunu var. Hepsi bir mücadele içinde bu aralar.. Kimi maddi kimi manevi kimi her ikisiyle de.. Zaten maddiyat ve maneviyat arasında doğru orantı vardır. Para var imkan var, parasız saadet olmaz, para bütün kapıları açar sözleri çok da bilinçsizce söylenmemiştir yani. Ama bir de işe şu yanından bakmak lazım gelir ki, alçak ruhlu olanlar sadece para arar, yüksek ruhlu olanlar ise sadece mutluluk ararlar. Ama akıllı olanlar her ikisini de ararlar. Arkadaşlarımın zekasından kuşku duymadığıma göre, sanırım bu yüzden tam anlamıyla mutlu olamadıklarını anlayabiliyorum.
Neyse konu para değil. Benim konularım asla da hesap işleri olamayacaktır sanırım hele de bu aralar beş parasız kalıp sadece evde yazı yazdığımı düşünürsek:) Geçen gün ünlü birinin bir röportajını okudum bir yerde. Demiş ki; Arkadaşlarıma hatta en yakınlarıma bile kötü zamanlarımı anlatmam, onlarla asla paylaşmam. Sadece iyi günlerimde yanımda olsunlar isterim, çünkü insanlar artık başkalarının kötü durumlarından besleniyorlar.
Ne demek istediğini önce algılayamadım, bayağı bir düşündüm. Çünkü bize öğretilen her zaman kötü gün dostu önemlidir ve kötü gününde yanında olan biri gerçek dostundur olmuştur. Hatta, zor zamanlarında yanında olmayanları bir çırpıda silersin telefon defterinden.. Mesajı geldiğinde de tanımamazlıktan gelirsin. Bu kadının söyledikleri ise, tam anlamıyla bir karşı tez oluşturuyor bu durumlara. Ne yani, ben herkesle çılgın partilere gideyim, çapkınlık dolu eğlenceli tatiller yapayım, hatta sadece komedi filmlerine gideyim onlarla ama başım sıkışınca bunun üstesinden tek başıma geleyim. Neden? Çünkü ben kendimi kötü hissettiğim zaman, her ne kadar beni gerçekten sevseler de benim kötü enerjim onlara bir şekilde iyi geliyor. Neden? Çünkü kendilerinden daha kötü olanları gördükçe insan kendini daha iyi hisseder, en yakını bile olsa. Ve en acı dolu cümlem bu olacak ki çok haklı..
Dostluklar da diğer bütün kavramlar gibi çok dinamik bir yerde duruyor. Her an değişime hazır, her an değiştirilmeye hazır. Zaman, gelişmiş dünya, ilerlemiş teknoloji, hatta küreselleşme bütün kavramları tersyüz ettiği gibi değişmeyecek denen dostlukları da değiştirdi. İyi bir şey mi oldu kötü mü çok emin değilim aslında. Eğer kötü dersem kendimi ve herkes kandırırım çünkü bu düzenin bir parçasıyım, kendi dünyamın hatta en büyük halkasıyım. Bunu sürdürenlerden biriyim yani. Ama iyi dersem bu değişime, artık varolmayacak kırk yıllık dostluklara haksızlık etmiş olmaz mıyım?..
Ben üzülüyorum. Gerçekten dert ediyorum. Çareler düşünüyorum çocukça bile olsa. Bir çözümü vardır diyorum en azından, rahatlatmaya çalışıyorum tüm içtenliğimle. Uykularım kaçmıyor belki ama empati duygumu ne olursa olsun korumaya çalışıyorum her şeye rağmen. Bunu tam anlamıyla gerçekleştirebiliyorum diyemem, çünkü dedim ya ben de bu arsız kuşağın bir parçasıyım. Ama deniyorum. Denemekten de zarar görmüyorum. Üstelik zarar da vermemeye çalışıyorum böylelikle. İnsan olmaya çalışıyorum, insan olmanın etten kemikten ibaret olmadığını anladığım yalnız zamanlarımdan bu yana..
Bunlar derin mevzular.. Öyle bir iki paragrafla anlatılacak gibi değil.. Yazı dizisi hazırlarım belki bir zaman ama kulaklarımda yine şu cümleler çınlıyor. Sevgili dostum Oscar Wilde’dan..
“Bir dostun üzüntüsüne her kim olsa katılır; bir dostun başarısına ise ancak yüksek bir ruhta olanlar sevinir.”
Bildiği bir şey var demek ki…

4 yorum:

  1. Kuvvetle muhtemel dogru gibi ama cok ince tecrube etmeli...

    YanıtlaSil
  2. o zaman empati denen şey ne olaki?

    YanıtlaSil
  3. bkz. yazı "kendi çocuğumu yediğim gün" .. cevabı orada var :)

    YanıtlaSil
  4. yorum yazdım "kendi çocuğumu yediğim gün" yazına. fakat benim burda kastettiğim çok yakın saydığımız insanlardı hani ona bir şey olduğunda senin de içinin cız ettiği, sana kötü bir şey söylediğinde canını acıtan kişilerden bahsediyorum. onlara karşı empati, tanımadığımız kişilere olan değil.

    YanıtlaSil