9.5.09

"Geleneksel" Internet Bağımlısı

İtiraf ediyorum ki bilgisayarım ve internetim olmadan yaşamakta çok zorlanıyorum. Ben internet bağımlısıyım. Bütün ihtiyaçlarımı buradan karşılıyorum. Müzik dinliyorum, film izliyorum, görüşemediğim arkadaşlarımla düzenli bir şekilde konuşuyorum, yurtdışındaki arkadaşlarımı görebiliyorum, sınırsız milyonlarca şey öğreniyorum ve çalışıyorum…
Ama bahsedeceğim şeylerden hiçbiri bunlar değil. Son beş altı seneye yakın bir süredir tartışılan bir konu var. İnternetten birileriyle tanışmak, kaynaşmak, anlaşmak (hangi konuda ben bilemem J) bir insan hayatı için ne kadar doğru, ne kadar tehlikeli veya ne kadar avantajlı ?..
Eskiden çok popüler olan “siberalem” aman efendim ” mırc” gibi sadece arkadaş aramaya yönelik siteler vardı. Sonra iş, “icq” ya ya da “msn” e döndü. Gerçi onların içeriği biraz faklı. Genelde tanıdığın insanları ekliyorsun oralara. Herneyse, şimdi işin kılıfını değiştirdiler. Facebook girdi hayatımıza hem de ne giriş yaptı..
Uzun zamandır görmediğin insanları bulma şansı yakalıyorsun diye lanse edildi öncelikle. Ama aradan zaman geçtikçe onun da boyutu değişti ve insanlar “aynı iş ortamındayız”, “zevklerimiz ne kadar da benziyor” ya da “ne kadar çok ortak arkadaşımız var” diyerek birbiriyle tanışmaya başladı. Siberalem’de tanıştığını utanarak söylediğin zamanlar çok geride kaldı. Artık facebooktan arkadaşım demek hiç şaşırtıcı gelmiyor insanlara. Aşama aşama ilerliyor arkadaşlığın süreci. Önce facebook chat’ten iletişim kurma, ardından “buradan yazışmak zor oluyor msn var mı?” demek ve son olarak sabahlara kadar konuşmanın akabinde gelen telefon vermeler ve buluşmalar… Facebook nedir ya? Neden oradan tanıştığım elin yabanı benim arkadaşım olsun ki?.. Bu kadar mı yalnızız?..
Zaman ilerliyor. Kabul! Herşey değişiyor.. Alışkanlıklar, yaşam kalitesi, DNA’lar, yaşam alanları, insan-mekan ilişkileri ve hatta insan-insan ilişkileri.. Ama bazı kavramlar değişmez. Yıllarını verdiğin, emekle büyüttüğün yeşerttiğin, beraberce anılarını biriktirdiğin, kar yağdığında arkanı rahatça dönüp kendini onun üstüne bırakarak “Güven” oyunu oynadığın bir insana “Arkadaşım” derken, gerçek olup olmadığını bile bilmediğin, hiç dokunmadığın, kokusunu bilmediğin sanal birine nasıl “Arkadaşım” diyebilirsin?..
Ben bazı konularda eski kafalıyım. Kabul ediyorum. Bir gün evlenmek istiyorum. Aile kurmanın önemine inanıyorum. Büyüklerin elinin öpülmediği bir bayram düşünmek bile istemiyorum ya da mümkün olabiliyorsa her akşam aile ile birlikte yemek yemenin kutsallığına inanıyorum. Kimi çevreler tarafından “Bohem “ olarak nitelendirilen hayatımın arkasında durup, aslında belirli kalıpların dışında olmadığının yılmaz savunucusuyum. Evet, internet üzerinden tanıştığım insanlar var hayatımda. Ama bunlar, hayatımda şurada burada diyebileceğim, bir yere koyabileceğim ya da bir sıfatla tanıtabileceğim kişiler değil, olamaz da.. Zaman ne gösterir bilemem ama 13 yaşımdan beri internet kullanıyorum. Binlerce insanla tanıştım, görüştüm, kimi zaman karşılaştım reel hayatta. Ama bugün baktığımda hiçbiri kalmadı.. Herşey bir süreç ve bu süreci biz yaratırız.
Hepsinden birçok şey öğrendim. Bilgi bakımından ya da hayat tecrübesi.. Ama geldiler ve geçtiler.. Geriye dönüp baktığımda, hafızamda yer edenler bembeyaz karın üzerinde beraberce iz bıraktıklarım oldu..

1 yorum:

  1. facebookta tanıdıgın halde ortak seyler paylasamadıgın insanlar da var :D
    ve sanırım ben onlara bile arkadas derken bi düşünüyorum.

    YanıtlaSil