11.10.09

Haşmet, Reha ve Ben

Gece hayatından uzak kaldığım haftalar boyunca düşündüm de, bir eksiklik gediklik var mı diye..yokmuş! Dün akşam çok sevdiğim birinin deli gibi kalabalık doğumgünündeydim. Aklımın alamayacağı kadar çok insan, çok alkol, çok entrika, çok dedikodu, çok çok çok… içtim :)
Enteresan olan hiçbir şey değişmemiş. Hala sevgilisi olanlara fesat gözlerle bakılıp, yalnız olanlara sinsi sinsi yanaşılmaya çalışılıyor. Ve toplumun –zaten bildiğim- korkunç ikiyüzlülüğüyle bir kez daha karşılaştım. Kadın ve erkek arasındaki ayrım, sanırım modern hayatla beraber daha da kocaman bir boşluk haline geliyor gün geçtikçe. Bahsettiğim konu çapkınlık. Aslında çapkınlık bir ihtiyaçtır, bir nefes, bir moladır. Ama türleri var tabii. Zararlı olanları, zararsızları ve gereksizleri.
Kadınlar birkaç bakış attığında etrafına hala farklı algılanıyorlar ve erkekler bunu yaptıklarında hatta işi çok çok daha ileriye götürdüklerinde itibar sahibi oluyorlar. Erkeklerin çapkınlık nedeni aslında özgüven eksikliğinden gelir. Daha çok beğenilmek, daha çok ilgilenilmek, çevreleri tarafından konuşulmak isterler. Ama kadınlar farklıdır. Onlar şefkat, sevgi çapkınıdır. Hiçbir erkek gereksiz bir kadınla bir gece geçirdim diye üzülmez, bunu dert etmez. Bu kadınların pişmanlığıdır. Bir geceden fazlası olmayan yani one night stand bilemedin two night stand ilişkilerde erkek bir artı daha kazanırken, kadınların hanesine eksi yazılır.
Gözlemlediğim kadarıyla, güzel bir kadını karşısına almayı başarabilen erkek çok fazla konuşmuyor. Genelde anlamlı anlamlı bakmaya çalışıyor ve kadının garson modelliğini üstlenerek sürekli içkisini tazeliyor. Gözlerinin içine bakıyor. Ama karşısında çirkin bir kadın varsa, zaten ceptedir güvencesiyle daha çok konuşup esprilerine espri katarak kadını daha da hayran bırakmaya çalışıyor kendisine. İçki falan da ısmarladığı yok. Kendisi daha fazla içmeyi tercih ediyor. Şu abuk subuk “çirkin kadın yoktur az votka vardır” baskılı t-shirtleri giyen tiplemeler bunlar.
Neyse kendime barda nihayet bir yer buldum ve oturdum. İşte saat 2 ye falan geliyordu. Konu konuyu herkes de iyice bir açmış. Kadınların en büyük sırlarını açmaya başlamışlar bile. Ah ahhhhh ne büyük hata!! Eski sevgili konusu erkek için dayanılmaz bir fırsattır. Konuyu illa ki döndürüp dolaştırıp oraya getirirler ki zayıf noktadan vurup, verdikleri o birkaç saatlik yoğun şefkatle amaca ulaşabilsinler. Ve benim zayıf bünyeli kadınlarım, birkaç shot ardından hep bunu yerler. Neyse iyice kulak kabarttım. Durum aynen yukarıda bahsettiğim şekilde erkek için emin adımlarla ilerliyor. Ha bu arada avcı, avının tuvalete gitmesinden istifade etrafa “ben bu kadınla değilim yanlış anlamayın, aslında boştayım” bakışları da fırlatmayı ihmal etmez. Ben de tabii bundan nasibi alıp Baileys’ime gömülme, telefonla konuşma numarası ya da ben aslında sizi değil arkanızdakileri dikizliyorum numarasını bol bol yaptım.
Sonuç mu? Kadın tuvaletten geldi ve adam kadını taksiye bindirmek için gidip bir daha hiç gelmedi. Ben çok eğlendim dün gece. Bu bahsettiğim mevzuların yarısından fazlası, birden fazla kişiyle başıma geldi. Hepsine Raid sineksavar sıktım gülümseyerek ve huşu içinde evime geldim. Bir Pazar klasiği olarak, ben annemle kıymalı börek yerken o kadının kendini başının etini yediğini düşündüm. Pehhh! Eski romantiklerden bir Haşmet, bir Reha bir de ben kaldım valla..

1 yorum:

  1. Görülen lüzum ve alınan izin üzerine;
    Bence bir kaç yersiz, anlamsız ve/veya yanlış gözlemlenmiş, erkek harcama cümlesi dışında, gayet yurtdışında sperm bankasına başvurabilecek boyutta bir özgüvenin sahibi olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
    Ve fakat aynı minvalde, özgüveninin getiri ve götürülerini de, bu kadar güzel bir gözlemlemenin sahibi olarak harmanlamanı umud eder, tez zamanda aksinede şahit olmanı diler, gözlerinden öperim.

    YanıtlaSil