30.4.09

Aşk-ı Riya

Lisede dönem ödevlerimi hep edebiyattan alırdım... Zorunluluklara ihtiyacım vardı çünkü okumayı sevmezdim ve fakat okumam gerektiğini de bilirdim.. E ödev olunca da mecburen elime alırdım koca koca romanları.. Lise-1 di sanırım Aşk-ı Memnu'ya geldi sıra.. Okudum okudum elimden bırakamadım.. Melodramların insanıyım ben ağlar susar güler yine ağlarım. Bir çırpıda bitmişti koca kitap.. İyi de bir not almıştım..

Herneyse biraz önce tv'ye bakayım dedim; annem Aşk-ı Memnu'yu izliyor pür dikkat. Hatta "Çay oldu mu anne?", "Ben kilo mu verdim acaba?", "Recep Tayyip'i vurmuşlar biliyor musun?" gibi sorularımı "Ah valla yakalandılar bu sefer" yorumuyla sildi süpürdü.
Meşhur yasak aşktır Bihter ve Behlül'ün arasındaki.. Evli kadın kocasının akrabasını baştan çıkarır ve kaçınılmaz heyecanlı aşk macerası başlar. Macera diyorum çünkü aynı kalabalık evin içinde yaşarlar ve kapı arkalarında öpüp koklaşırlar gizli saklı.. Yazıldığı döneme göre olay yaratmış bu roman.

Ama ben bugünü düşünüyorum ve nedense hiç garipsemiyorum. Evli çiftlerin birbirini aldatması kadar doğal bir durum yok artık.. Doğallığı beraberinde doğruluğunu getirmez elbette. Ben bunu tartışmayacağım burada. Haberleri açtığımızda ya da gazetelerin 2 ve 3. sayfalarında hergün bu tarz olaylara o kadar çok rastlıyoruz ki. Tabii burda bir ikiyüzlülük var. 2. sayfa sosyete haberleridir. Ve birilerinin birileriyle kırıştırması "vooovvv hem de Paris'e gitmişler" şeklinde yorumlanırken, durum 3. sayfada böyle olmaz. "Kocasını aldattığı gerekçesiyle başı gövdesinden ayrılan kadın, 128 parçaya ayrılarak Gaziosmanpaşa civarındaki muhtelif konteynerlere atıldı" şeklindeki haber ise midemizi bulandırır ve sayfayı çevirmek bir kenara gazeteyi bile kapatıp atarız bir köşeye ve 2. sayfadaki haberin detaylı yorumları için magazin ekini elimize alırız. Midemizi bulandıran kısım, kadının parça pinçik olmasıdır ama bir yanımızda bunu hak ettiğini düşünür. Kendi içimizde kısa bir süre çelişir, insani yanımızı sesli olarak duyuyuruz ama içimizdeki ses herşeyin bir bedeli vardır yönünde olabilir kimi zaman.. Okumuş etmiş üniversite görmüş iki dil bilen insanlarız ya, yediremeyiz kendimize içimizdeki intikam duygusunu ya da kinlenme güdüsünü.. Yabani gelir, tamamen vahşi.. Ama zaten doğamız da bunu emretmez mi?...

1 yorum:

  1. sanıyorum ben gerçekten ters bir insanım. ben o dediğin parisli ikinci sayfaları hiç okumam ilgimi çekmez. tam tersine ülkemde hangi kadın töre cinayetine kurban gitmiş kim kimi niye anlamsız yere öldürmüş diye 3. sayfaya bakarım. sanırım biraz da o yazıyı yazanın ne kadar duyarsız olduğuna. bu tip cinayetler dünyanın her yerinde işlense de insan böyle psikopat ruhlu insanlarla bir arada yaşadığının farkına varamıyor maalesef. ondan kelli biraz daha dikkatli olmak gerek ;-)

    YanıtlaSil